Half Life'da nükleeri kurulduktan sonraki o kaçışma anı yok mu, işte oyunun asıl en heyecanlı kısmı o. Adeta herkesin götünde ayı bağırıyor. Roketli adama levyeyle giren çılgın oyuncu bile o sesi duyduğunda akli dengesini yitirmiş gibi koşuyor. Tam kendini güvenli bir yere atmışken, soteye yatan bomba atarlı mp5'li piç ise veriyor mermiyi, veriyor bombayı. Levyeli dayı ölüyor ve nükleerli alanda doğuyor. Tabi kapılar çoktan kapanmış artık. Levyeli garibim ölecek olmanın bilinciyle yere duvara kendi amblemini boyuyor veya levyeyle etrafa vurarak gürültü çıkarıyor. Sonuç olarak, nükleer de o garibimin götünde patlıyor.. /:

Prototip SNES PlayStation Bulundu Sony ev oyun konsolu arenasına girmeden önce SNES Super Nintendo için CD-ROM sürücüsüne sahip Nintendo firması ile çalışıp protatip bir konsol üretti. Tabii ki, bu proje protatip olmaktan öteye geçemedi - 1991 yılında CES Sony resmi olarak sadece Nintendo yerine rakip firma olan Philips ile çalışıyordu.. Bu video oyun tarihinin en rezil çifti idi, ama Sony tek başına PlayStation sistemini, oyun sanayisi devi Nintendo'nun hakimiyetini sona erdirmek ve yıllarca adından söz ettirecek markasını kuracak en çok satan konsolunu yaratarak intikamını almış oldu. Sony Playstation Nintendo Poster, babasından makineyi aldığını söylüyor: Babasının nintendo'ya iş yapan bir şirket için çalıştığını daha sonraları iflas ettikten sonra babasına ait üzerinde çöp yazan bir kutudan bu konsolun çıktığını belirtti. PlayStation zamanında, Sony Interactive Entertainment, Inc. Başkanı ve CEO'su olan Olaf Ólafsson Nintendo ile anlaşma yaparak 1994 yılında PlayStation konsolu ile piyasada yer aldı.

Uyarı: Burada yazanlar 1980-1990 arası doğumlu kişiler içindir. Bu tarihde arası doğmadıysanız bu yazı sizler için pek bişey ifade etmeye bilir. Ama “siz bilgisayar yokken nasıl eğleniyordunuz ya?” dediysen sen de gel oku.

Atari salonları gelişen teknoloji yüzünden unutlmaya yüz tuttu. Bizler istiyoruz ki, çocukluğumuzun anılarından biridi daha unutulup gitmesin, bizim neslimizle nostalji yapmak istedim bu yazıda..

Evet başlığımız Atari Salonu

Atari salonları 1980’lerde çocukluğunu yaşayanların vaz geçilmez mekanı demektir. Bu salonlar genellikle loş ışıkların hakim olduğu, Oyun makineleri çalıştıran “jeton” denilen demirin makineye atıldığında Press P1 Push Start yazsını okuyunca mutluluk verdiği ve kral arkadaşlıkların kurulabildiği, bazen de dayak da yiyelebilen bir sosyal ortamlardır.

Atari Salonlarına ilk başlama genelde o yıllarda

1) Muhtemelen senden büyük bir abi ya da arkadaşının “lan oğlum gel lan.. manyak zevkli lan, bi kere dene bişi olmaz valla bak” cümlesiyle,

2) Atari Salonlarının önünden geçtiğinizde içeriden gelen o heyecan verici ses ortamının insanı çekmesi...

Atari Salonu Hakkında Temel Bilgiler

Unutmayın.. Elinizde ki jeton, mutluluğun anahtarıdır. Jeton alacak parası olmayanlar ya da jetona para vermek istemediği için yanında getirdiği uzun tel ile jeton yuvasından teli salmak suretiyle oyuna credit atan korkusuz tipler vardı. Ama salon sahibi yakalayınca temiz dayak atardı..

Paranız varsa da sakın fazla jeton almayacaksın.. Yanındaki tipler "la bi ceton versene" diye ağlarlar...

Atari Salonları aslında kumarhane mantığı ile kurulur ve genelinde saat olmaz. zamanın nasıl geçtiğini görmeni istemezler..

Atari Salonlarını genelde yaşı küçükler için çoğunlukla polisler basardı. Yakalanmamaya çalışın. Genelde ebeveynleriniz bu tür yerlere para vermenizden asla hoşlanmazlardı..

Nasıl İyi Bir Atarici Olurum ?

Unutmayın atari salonlarının elifba’sı Street Fighter oyunudur... Benim için de her bu oyunla başlamıştı. Oyunun’ın bir çok versiyonu var. Ama gönüllerde taht kurmuş olan serisi tabi ki de 1991 yılında piyasaya çıkan Street Fighter Champion Edition sürümüdür.

Unutmayın.. Street Fighter’ı anlayabilen bir oyuncu, neredeyse diğer tür dövüş oyunlarının hepsine kolayca uyum sağlayabilir. Onun için Street Fighter bu işin altın anahtarıdır.

Atarici Olmak İstiyorum. Ne yapabilirim ?

1) Gerçek bir atarici olmak isteyen bir çocuğun en büyük sorunu nakittir. Eğer ki bu yola baş koymuş yürekli atarici isen, gerekirse yemenden içmenden vazgeçip jetona para ayırmalısın. Bol pratik bu işin gereğidir. Ne kadar para, o kadar köfte...

2) Başlangıç seviyesinde genelde senin oynamayı bilmediğin için seni gözetleyen " ver bu roundu geçeyim" tipleri vardır.. Sakın bu sözlerine asla kanmamalısın kanma. Belki round’u geçer, senin oynama süreni uzatır, ama atarici olma yolunda çok büyük yaralar alırsın. İyi bir atarici yenile yenile yenmeyi öğrenmelidir.

3) Ataricinin en büyük düşmanı, çalışmayan düğmeler ve koludur. Onun için jeton atmadan önce oynayacağın makinayı iyi seçmen gerekir. Oyun esnasında bu düğme basmıyor, bu kol ileri gitmiyor gibi çemkirmelerin faydasız kalacaktır..

Kazanımların & Kayıpların

Başlangıç seviyelerinde daha az sürede oynayıp daha çok para kaybedeceksin. Ama zamanla “ver geçeyim bu roundu” diyen tip sen olacaksın. Bir tek jetonla saatlerce oyun oynayabilecek, salon sahibinin “olm bi jeton aldın salona ortak mı oldun lan pezevenk” diye atarlanmalarına maruz kaldıkça gurur duyacaksın kendinle.. Salonunda isim yapacaksın. Atari salonundakilerin “aabi nolur benim karşıma girme” diye yalvaran bakışlarına maruz kalacaksın.

Toparlayacak olursak ;

O güzelim atari salonlarının yerini zartık internet cafe ve play station cafeler aldı. Ama hatırlıyorum da atari salonunun havası şu an hiç birinde yok.

Yahu ne güzel insanlardınız lan siz.. Çok özlüyorum hepinizi. :(

hikaye, ryu ve ken masters'ın hocası olan gouken ve kardeşi gouki'nin eğitimine, gouki'nin nasıl dark side'a geçip akuma'ya dönüştüğüne, satsui no hado'nun gücünü keşfetmeye çalışan güce tapan kötü kardeşin hikayesine de oldukça güzel değinilmiştir. bunun yanı sıra, ryu'nun anakin skywalker misali dark hado'dan etkilenip evil ryu'ya dönüşmesinin ilk adımları da gayet yerinde işlenmiş. gerek küçük ayrıntılara değinmesi(ryu'nun başındaki kırmızı bandın ken tarafından verilmesi, akuma'nın boynundaki kolyenin nereden geldiği vb), gerek başarılı ryu theme ken masters theme uyarlamaları ile bu minicik seri gönülleri şimdiden fethetmeye yetti.

Street Fighter'da oyunun sonunu getirdiği karakter Ken'in evlendiğini gördüğünde sevinen, Ryu'nun gün batımına doğru yürüyüşünü izleyip hüzünlenen güzel insanlardılar...


Atari salonu sakinleri bellidir...

Atari Salon Sahibi: x dayı veya x abi olarak tanınır salonda, Kol ve butonlara lehim yapmaktan kan çanağı olmuş gözleri ve çoğunun sigara içmekten bıyıkları sararmış umursamaz insan modelidir geneli (Örn: elektrikler gitti salonu boşaltın beyler).

Jetonunu hisse senedi gibi saklayan tipler: Son dakikaya kadar salondan çıkarılmamak için jetonu saklayan çocuk.. Aslında bi çoğu oynamayı bilmez izleyici olarak gezen tiplerdir.

Ver bu roundu geçeyim tipleri: Jetonu bitmiş ya da hiç almamış ergen irileridir, kesinlikle sakınılması gereken kişilerdir, o roundu verdiğin an o oyunun üzerine bir bardak bixi cola içerdiniz..

Tel çeken ıssız tipler: Jeton alacak parası olmadığı ya da para vermek istemediği için jeton yuvasından tel salmak suretiyle oyuna credit atan korkusuz tiplerdir. Genelde fark edilmemek adına kıyı köşe makinaları tercih ederler. Şimdiki hayatlarına çoğu mühendis veya yazılımcı olarak devam edenler grubunda incelenebilirler.

Karşıma girme zikerüm abileri: Genelde pek oyunlardan anlamayan ve kaybedeceğini anladıkları anda oyuna girersen zikerüm diyen tiplerdir, bunlardan da uzak durmak gerekirdi...

ve son olarak

Belki arkadaşım gelir otlakçıları: Bu tiplerde tanıdık arkadaş gelirde bir jeton atar belki diyerek bekleyen zavallı tiplerdi. Sabırlarını ise test etmeye kimse cürret edemezdi.. onlar bekler, bekler, beklerler ta ki avlarını buluncaya dek...

Yahu ne güzel insanlardınız lan siz.. Çok özlüyorum hepinizi.